MİRASIN REDDİ
Miras bırakanın ölümü ile birlikte, miras bırakanın malvarlığında yer alan haklar ve borçlar mirasçılarına geçer. Miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçılar ölenin borçlarından hem murisin terekesi ile hem de kendi kişisel malvarlığı ile sorumlu olur. Mirasın kendisine geçmesini istemeyen mirasçılar TMK’nın 605. ve devamındaki maddelerde kendilerine tanınan mirası reddetme haklarını süresi içinde kullanabilirler. Mirasın reddi ile birlikte mirasçı, mirasçılık sıfatı sona ereceğinden, terekede yer alan hakları kazanamayacağı gibi, borçlardan da sorumlu olmaz.
REDDİ MİRASIN İPTALİ
Mirasçı, miras bırakanın terekesindeki borçlarının fazla olması sebebiyle mirası reddedebileceği gibi kendi alacaklılarına zarar verme amacı ile de reddi miras yapabilir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklılarına zarar vermek kastıyla hareket ederek reddi miras yaptıysa buna karşı zaran gören alacaklı veya alacaklılar tarafından reddi mirasın iptali yoluna başvurulabilir. Reddi mirasın iptali mirası reddeden mirasçının alacaklısını veya alacaklılarını korumak amacıyla TMK m. 617/1 de düzenlenmiştir. İlgili madde lafsı şu şekildedir; ‘’Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.
Kanun koyucu ‘Mirasın Reddi’ kurumunu getirirken mirasçıların iradi olmayan borç altına girmelerini engellerken bu kurumun kötüye kullanılmasını da ‘Mirasın Reddinin İptali Davası’ ile sağlamayı amaçlamıştır. Mirasın reddi davasının açılabilmesinin şartları; Borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetmesi, Mirası reddeden borçlunun malvarlığının borcuna yetmemesi, Borçlunun alacaklıya borcuna ilişkin yeterli bir güvence vermemesi şeklinde sayılabilir. Şartların sağlanması ile alacaklı/alacaklılar tarafından ‘’Mirasın Reddinin İptali Davası’’ açılarak mirasçı borçlu tarafından yapılan reddi miras iptal edilerek uğradıkları zararı giderebileceklerdir. Ancak kanun koyucu bu davanın açılabilmesi için de 6 aylık bir zamanaşımı öngörmüştür.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13664 E. Ve 2020/3478 K. kararında ‘’Birden çok mirasçı olması halinde mirasın reddinin iptali davası açılabilmekte, açılan bu davanın sonucunda şayet mirasın reddinin iptaline karar verilir, mirasın resmen tasfiyesine de karar verilmezse bu husus kararın bozulmasını gerekli kılmaz, düzeltilerek onama yeterli olup mirasın resmen tasfiyesi yapılmalıdır’’ şeklindedir.