1. KORONA SALGINI ve SGK’YA PRİM BORCUNUN ERTELENMESİ
SSveGSSK gereğince afet durumlarında prim ödemelerinin ve belge ibrazının 1 yıla kadar ertelenebileceği hüküm altına alınmıştır. Kanun metninde yangın, su baskını, sel, kuraklık, yer kayması, deprem gibi afetlerle ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj gibi nedenlerle ticari veya ekonomik kayıplara uğrayan,
- Köy ve mahalle muhtarları ile
- Gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olanlar (yani şahıs firmaları) veya
- Basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
- Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, (özel durumları nedeniyle gelir vergisinden muaf olmakla birlikte esnaf, sanatkar, zanaatkar vs. olarak ticari işletme işletenler)
- Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları,
- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,
- Diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
- Tarımsal faaliyette bulunanlar,
- Bu kanuna göre primlerini kendileri ödeyen sigortalılar
(not: 2, 3 ve 4. Maddelerde belirtilen meslek gruplarına onlarca belki de yüzlerce meslek grubu girmekte olup aşağıda örnek kabilinden birkaç tanesi üzerinden değerlendirme yapılmıştır.)
afet / ağır hastalık / ağır kaza / tutukluluk / sabotaj gibi halleri belgelemeleri kaydıyla vakanın veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması hâlinde, yukarıda belirtilen mücbir sebep veya afet tarihinden ÖNCE ödeme süresi dolmuş mevcut Kuruma olan borçlar ile
mücbir sebep veya afetin meydana geldiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar yani bu tarihten SONRA tahakkuk edecek Kuruma olan borçları, mücbir sebep veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.
2. AFET NEDİR? MÜCBİR SEBEP NEDİR? KORONA SALGINI BİR AFET MİDİR?
2a. AFET.
Öncelikle hangi hallerin afet ve/veya mücbir sebep olduğunun tespiti gerekmektedir. Düzenlemede AFET ve MÜCBİR SEBEP ayrımı yapılmıştır. Ancak her iki durumda da erteleme yapılması mümkündür. Kanunda “yangın, su baskını, sel, kuraklık, yer kayması, deprem gibi afetlerle” ifadesine yer verilmiştir. Bu cümlede afet olarak kabul edilebilecek 3 farklı durum söz konusudur.
BİRİNCİSİ; Bu haliyle de yangın, su baskını şeklindeki tek tek bireylerin etkilenebileceği bireysel bir takım etmenlerin afet olarak kabul edilebileceği ve
İKİNCİSİ; Bunun yanında bütün ülkeyi, belli bir bölge veya şehri ya da kitleleri etkileyen sel, kuraklık, yer kayması da aynı şekilde afet olarak kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜSÜ; yangın, su baskını, sel, kuraklık, yer kayması, deprem şeklindeki doğa olayları tek tek sayıldıktan sonra cümle “gibi afetler” ifadesi ile devam etmesinden dolayı kanunun gerçek maksadının sosyal devlet ilkesi gereği müteşebbisinin mağduriyetinin önüne geçmek olduğu bu sayılanların örnek kabilinden zikredildiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, Afet kelimesinin sözlük anlamı “büyük zararlara yol açan deprem, su baskını gibi doğa olayları ve bir topluluğun bir bölümünü yok eden hastalık” şeklinde ifade edilmiş olması da dikkate alındığında afet kelimesinin sözlükte geçen bu ikinci anlamı salgın hastalık olarak açık bir şekilde belirtilmekte olduğundan dünyayı etkisi altına alan korona salgınının bahsettiğimiz yasadaki düzenleme anlamında bir afet olarak kabul edilmesi kaçınılmazdır.
2b. MÜCBİR SEBEP.
Bunun gibi aynı düzenleme içinde yer alan ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj gibi” ifadesinden de burada sayılanların da örnek olarak sayıldığı anlaşılmaktadır.
Zaten kanunun gerekçesinde de “… bu çerçevede, Kuruma verilecek her türlü bilgi ve belge ile yapılacak başvuruların kanunda öngörülen sürelerinin; yangın, su baskım, sel, kuraklık, yer kayması, deprem gibi afetler ile ağır hastalık, ağır kaza, tutukluluk ve sabotaj gibi haller nedeniyle meydana gelen mücbir sebepler dikkate alınarak, yeniden belirlenmesi, prim ödeme yükümlülüklerinin ertelenmesi amaçlanmaktadır.” diyerek düzenlemenin amacının olağan dışı bir nedenle (çoğu zaman bireylerin elinde olmayan nedenlerle) müteşebbisin sosyal devletin koruması altına girmesi sağlamak amaçlanmıştır.
3. İSPAT SORUNU
Afetin varlığı ve bu afetle bağlantılı zarar doğduğu hususları ayrı ayrı ispata muhtaçtır. Buna göre;
3a. AFETİN VARLIĞI.
Afet ve afet dışında tutukluluk, ağır hastalık gibi mücbir sebep hallerinde yaşanan mücbir sebebin
belgelenmesi zaruridir. Şöyle ki, örneğin yangın, hastalık, kaza vs. gibi sadece başvurucunun etkilendiği bir vakayı ispat kaçınılmaz olarak başvurucuya ait iken, korona gibi bir afetin ispattan vareste olduğunu düşünüyoruz. Zira devlet kademelerimizce korona salgınının varlığı ve etkileri açık bir şekilde kabul etmiş ve bu salgın ile mücadelede stratejiler geliştirmekte ve buna uygun mevzuat düzenlemeleri yapmaktadırlar.
Geçtiğimiz günlerde bu salgın/afet nedeniyle 30 büyük şehir ile Zonguldak iline giriş çıkışların yasaklanması, 7442 sayılı kanunla yurt çapındaki açık ceza infaz kurumları büyük ölçüde boşaltılması, ısrarla zaruret dışında evlerden çıkılmaması yönünde ve mümkün olması halinde iş yerlerinin açılmaması telkinler ve yaklaşımlar sergilenmesi, yine bu bağlamda 10-12 Nisan 2020 hafta sonu ile içinde bulunduğumuz 17-19 Nisan 2020 hafta sonu yurt çapında sokağa çıkma yasağı uygulanması, 65 yaş üstü ile 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı uygulamasının başlaması, vs. hususlar da korona salgının bir afet olduğu ve başvurucuların böyle bir afete maruz kaldığını ayrıca ispat etmeleri icap etmediğini kabul etmek gerekmektedir.
3b. ZARARIN VARLIĞI.
3aa. Bir kısım meslek erbabına işyerlerini açmamaları telkin ve tavsiye edilirken herhangi bir yasaklama getirilmemiştir. Bu grupta bulunanların da bir çok sektörde olduğu gibi içinde bulunduğumuz süreçte bir takım zararlarının olduğunu öngörmek zor olmayacaktır. Bu grupta yer alan müteşebbisler önceki aylara dair resmi satış ve vergi kayıtları ile başvuru tarihi itibariyle durumu gösteren resmi kayıtlarla zararlarını ispatlayabileceklerdir.
3bb. Ayrıca insanların bir araya geldiği etkileşimin daha yoğun olduğu cafe, restaurant, kuaför, lokanta, kahvehane, çay ocağı, eğlence mekanları, vs. gibi işyerlerinin açık bulundurulması yasaklanmış, aksi yönde hareket edenlere para cezaları getirilmiştir. Bu durumda olanların zararlarını ispatlamaları için ayrıca bir ispat aracına ihtiyaçları bulunmadığını düşünüyoruz.
3cc. Üçüncü olarak da zaruri olarak işlerini yapmaya devam etmesi beklenen müteşebbis grubu vardır ki, bu gruptakilerden çalışmalarını olabildiğince sürdürmeleri beklenmektedir. Bunlar şehir içi ve şehirler arası minibüs işletmecileri ile benzer şekilde bir nevi kamu hizmeti (virtüel kamu hizmeti) yapan tüm işletmelerdir. Bu grupta bulunanlar da yine resmi kayıtlarla zararının bulunduğunu ispatlayabilecektir. Her üç durumda da içinde bulunulan hal ve şartlar zaten (gıda satış sektörü hariç) bir çok sektörde zararın mevcudiyetini ortaya koymaktadır.
4. BAŞVURU ZAMANI NEDİR?
Vaka, afet veya mücbir sebep hallerinde Kuruma verilmesi gereken her türlü bilgi ve belge ile yapılması gereken başvuruların vakanın, afetin veya mücbir sebebin meydana geldiği tarihi takip eden üç ay içinde Kuruma verilmesi veya yapılması halinde, süresinde verilmiş veya yapılmış sayılır.
Düzenlemenin metninde vakanın veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerin beyan etmeleri beklenmektedir. Yani kanunda deprem, hastalık, tutukluluk, sel vs. olayının yaşanmasından itibaren 3 ay içerisinde başvuru yapılabileceği öngörülmektedir.
Korona salgını 2020 yılının Mart ayı başlarında yurdumuzda görülmeye başlamış ve içinde bulunduğumuz şu günlerde halen devam etmekte olup, ne zaman sona ereceği da belirsizdir. Afetin başlangıç tarihi ülkemizde Mart 2020 olarak kabul edilmiştir. Bu tarihten önceki (yani Şubat 2020 ve öncesi) tarihinden borç söz konusu ise bunun ertelenmesi için Mart-Haziran 2020 tarihi aralığında başvuru yapılarak Mart ayı öncesi ile Mart dahil 3 aylık gelecek prim ödemesinin ertelenmesi mümkündür.
Ancak korona salgını bakımından farklı bir durum da şudur: bahsi geçen afet halen sona ermemiş, (örneğin bir deprem afeti gibi olup bitmiş değildir.) içinde bulunduğumuz Nisan 2020 tarihinde de devam etmektedir. Hal böyle olunca da Temmuz 2020 primini ertelemek isteyen birinin Nisan’dan itibaren 3 ay içerisinde ayrıca başvuru yapması gerektiğini ve benzer şekilde Mayıs 2020’de de bu salgının devam etmesi halinde Ağustos 2020 primini ertelemek isteyen birinin Mayıs’tan itibaren 3 ay içerisinde ayrıca başvuru yapması gerektiğini düşünüyoruz. Yani korona afeti devam ettiği müddetçe gelecek her 3 ay için ayrıca başvurular yapılması söz konusu olacaktır.
5. BAŞVURUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ERTELEME.
Yapılacak inceleme sonucu kurumca zararın anlaşılması halinde, vaka veya afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut Kuruma olan borçlar ile vaka veya afetin meydana geldiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar tahakkuk edecek Kuruma olan borçları, vaka veya afetin meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.
Yetkili makamlarca genel hayatı etkilediğine dair karar verilen vaka, afet veya mücbir sebep
hallerinde, genel hayatın etkilendiği bölge, il, ilçe veya mahalde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerince bu Kanuna göre Kuruma verilmesi gereken her türlü bilgi ve belge ile yapılması gereken başvuruların, ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, genel hayatın etkilendiği bölge, il, ilçe veya mahaldeki şartları ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.
Kuruma olan borçların ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.