0232 347 39 49
info@ortapinar.com

Kısmi Kamulaştırma

Davalı idarelerce alınan kamulaştırma kararına konu taşınmazın kamulaştırma dışında kalan kısmına yönelik olarak, imar mevzuatına göre yararlanmaya elverişli olduğu takdirde; kesilen bina, ihata duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, havagazı kanalları, makine gibi tesislerden mal sahiplerine kalacak olanlarının eski nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gereken gider ve bedel, belirlenerek kamulaştırma bedeline ilave olunur.

Ancak, bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da kamulaştırılması zorunludur.

Mal Sahibinin Kamulaştırılan Taşınmazı Geri Alma Hakkı

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesine göre, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir. Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi bu maddede öngörülen süreleri hak düşürücü süreler olarak kabul etmektedir. Örneğin, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2015/16600E. ,2015/22875K. sayılı kararı bu yöndedir.

Kamulaştırma Kararına Nasıl Dava Açılabilir?

Kamulaştırma işlemleri idare hukukunda bireysel idari işlemler olarak kabul edilir. Kamulaştırma kararlarının iptali istemiyle 2942 sayılı Kanun gereği 30 gün içerisinde taşınmazın bulunduğu yer İdare Mahkemesine dava açılabilir. Dava açma ehliyeti de 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddesi ile 2577 sayılı Kanunun 2. maddesi çerçevesinde değerlendirilir. Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde maliklerin ve mirasçıların dava hakkının bulunduğu ifade edilmektedir. 

Dava dilekçelerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesine uygun olması gerekmektedir. Aksi halde idare mahkemesince ilk inceleme aşamasında 2577 sayılı Kanunun 15/d. maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verilebilir. Böyle bir durumda eksiklikler 30 gün içerisinde giderilerek yenileme dilekçesi verilmelidir.

Kamulaştırma kararlarının iptali istemiyle açılacak davalarda hazırlanacak dilekçelerin 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine de uygun olması gerekir. Aksi halde Mahkemece yine 2577 sayılı Kanunun 15/d. maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verilecektir. Buna göre menfaat birlikteliği olan kişiler tek dilekçe ile dava açabilirler. Menfaat birlikteliği olmaması halinde ayrı ayrı hazırlanacak dilekçelerle ayrı ayrı dava açılmalıdır. İki farklı işlemin birlikte dava konusu edilmesi durumu da bu madde çerçevesinde değerlendirilmelidir.

Kamulaştırma işlemlerinin iptali istemiyle açılan davalarda, dava dilekçelerinde 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma kararının yürütülmesinin durdurulması talep edilebilir. Yürütmenin durdurulması talebi idare mahkemelerince dava dilekçesi savunmaya çıkartılmadan değerlendirilebildiği gibi, savunma alınması ve bilirkişi incelemeleri sonucunda hazırlanan raporlara dayalı olarak da değerlendirilebilmektedir. Kamulaştırma davalarında yürütmenin durdurulması müessesesi adli yargıda devam eden kamulaştırma sürecini de etkilediği için önemlidir. İdare Mahkemelerinde dava açılması, yürütmenin durdurulması kararı verilmesi Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olan davanın seyrini davacı lehine değiştirebilecektir.

Kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan davalarda verilen mahkeme kararlarına karşı dava konusu işlemin niteliğine göre istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilir.

Son Yazılar

VELAYET-4

Ortak Velayet Ortak velayet, Türkiye’de son yıllarda uygulamaya geçmiş olan bir müessesedir. Ortak velayet ile eşler, evliliğin sona ermesi ile

Devamını Oku